Yeni Dönem Başladı: Dijital Ticarette Güvenlik ve Şeffaflık Ön Planda
Türkiye’de e-ticaret sektörünün büyüme hızı son yıllarda rekor seviyelere ulaştı. Ancak bu büyümeyle birlikte ürün güvenliği, sahte ilanlar ve tüketici mağduriyetleri gibi birçok sorun da beraberinde geldi. Bu sorunları ortadan kaldırmak amacıyla, 30 Ekim 2024’te yayımlanan “Uzaktan İletişim Araçları Yoluyla Piyasaya Arz Edilen Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği”, 1 Nisan 2025 itibariyle resmen yürürlüğe girdi.
Bu yeni yönetmelik, hem e-ticaret satıcılarını hem de dijital platformlardan alışveriş yapan tüketicileri doğrudan ilgilendiriyor. Artık dijitalde ürün güvenliği, açıklık ve hesap verilebilirlik yeni norm haline geliyor.
Yeni E-Ticaret Yönetmeliği Neler Getiriyor?
Yeni e-ticaret yönetmeliği, dijital ticarette güvenlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından yepyeni bir sayfa açıyor. Özellikle ürün güvenliğine dair yapılan düzenlemelerle, tüketicilerin artık sadece daha fazla bilgiye ulaşması değil, aynı zamanda daha güvenli bir alışveriş deneyimi yaşaması amaçlanıyor.
İlk olarak, internet üzerinden satılan ürünler artık yapay zekâ destekli denetim sistemleriyle sürekli olarak taranacak. Eksik, yanıltıcı ya da yasa dışı ilanlar sistem tarafından otomatik olarak tespit edilerek satıcılara bildirilecek. Eksik bilgi veya riskli ürün tespit edildiğinde, satıcıya 24 saatlik düzeltme süresi tanınacak. Bu süre zarfında ilan düzenlenmezse ürün yayından kaldırılacak; eğer ciddi risk taşıyorsa doğrudan erişim engeli uygulanabilecek.
Yeni dönemde tüm ürün ilanlarında aşağıdaki bilgilerin bulunması zorunlu hâle geldi:
-
Satıcının açık unvanı, iletişim adresi ve e-posta bilgisi
-
Üretici veya ithalatçının kimlik ve adres bilgileri
-
Türkçe güvenlik uyarıları ve kullanım talimatları
-
CE işareti ve benzeri yasal uygunluk etiketleri
-
Ürünün modeli, türü ve teknik bilgileri
-
Ürüne ait, net ve yüksek kaliteli gerçek fotoğraflar
Bu bilgiler eksik olduğunda sistem, ilanı yayından kaldırabilecek veya düzenleme yapılması için uyarı verebilecek. Böylece hem tüketici aldatılmayacak hem de platformlar daha güvenli hâle gelecek.
Düzenleme yalnızca yerli satıcıları değil, yurt dışı firmaları da kapsıyor. Türkiye’ye ürün gönderen tüm yabancı firmaların, Türkiye’de yasal bir temsilci bulundurması artık zorunlu. Temsilcisi olmayan markalar, Türkiye pazarında faaliyet gösteremeyecek. Bu sayede tüketici, yurtdışından alışveriş yaparken sorun yaşadığında, artık karşısında doğrudan muhatap bulabilecek.
Aynı zamanda yönetmelik, sahte indirim kampanyaları ve gerçek dışı kullanıcı yorumları gibi tüketiciyi aldatıcı uygulamaların da önüne geçiyor. Bir ürünün indirimli olarak gösterilebilmesi için, son 30 gün içerisindeki en düşük fiyatın altında olması gerekiyor. Ayrıca yalnızca ürünü gerçekten satın almış kullanıcılar yorum yapabilecek. Bu düzenlemeler, özellikle alışveriş kararlarında yorumlara güvenen kullanıcılar için büyük bir avantaj sağlıyor.
Satıcılar açısından en büyük yükümlülüklerden biri de uygunluk belgeleri ve sertifikaların hazır bulundurulması. Her ürün için gerekli belgelerin eksiksiz şekilde sunulması, hem platformlara hem de denetleyici kurumlara karşı bir zorunluluk. Aksi hâlde, satıcılar 36.100 TL’den başlayıp 10 milyon TL’ye kadar uzanan idari para cezalarıyla karşılaşabiliyor. İhlalin tekrarında yalnızca para cezası değil, satış engeli ve platformdan çıkarılma gibi ağır yaptırımlar da devreye giriyor.
Son olarak, bu yeni dönemde sorumluluk yalnızca satıcılara ait değil. Pazaryerleri de artık doğrudan denetim yükümlülüğü taşıyor. Trendyol, Hepsiburada, Amazon gibi büyük platformlar; ürün uygunluğunu sağlamak, şikâyetleri yönetmek ve eksik ilanları düzeltmekle yükümlü. Böylece e-ticaret sistemi yalnızca hızlı değil, aynı zamanda daha etik ve denetlenebilir bir yapıya kavuşuyor.
Bu düzenlemelerle birlikte Türkiye’deki dijital ticaret ekosistemi, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde daha şeffaf, güvenli ve sürdürülebilir bir çerçeveye oturtulmuş oldu.
Yönetmeliğin Amacı Nedir?
1 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren yeni e-ticaret yönetmeliğinin temel amacı, dijital ticaret ortamını daha güvenli, şeffaf ve denetlenebilir bir yapıya kavuşturmak. Son yıllarda internet üzerinden yapılan alışverişlerde yaşanan hızlı büyüme, beraberinde bazı sistemsel problemleri de getirdi. Özellikle ürünlerin güvenilirliği, ilanlardaki eksik veya yanıltıcı bilgiler, sahte yorumlar, sahte indirimler ve yurt dışından yapılan alışverişlerde yaşanan muhatap bulunamama gibi sorunlar; tüketici güvenini zedeleyen başlıca nedenler arasında yer alıyordu.
İşte bu yönetmelik, tam da bu noktada devreye giriyor. Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı düzenleme ile birlikte artık e-ticaret platformlarında satılan ürünlerin hem güvenlik belgeleriyle desteklenmesi, hem de şeffaf şekilde tanıtılması zorunlu hâle geldi. Yönetmeliğin en büyük hedeflerinden biri, sadece fiziksel mağazalarda değil, dijital ortamda da tüketici haklarını en üst seviyede korumak.
Ayrıca, piyasaya sürülen ürünlerin denetim süreçlerini hızlandırmak, yapay zekâ destekli analiz sistemleriyle hatalı veya riskli ilanları erkenden tespit etmek ve gerekli durumlarda erişim kısıtlamaları getirmek de bu düzenlemenin önemli ayaklarından biri. Bu sayede tüketici, ne aldığını bilen, güvenli ürünlere ulaşabilen ve olası sorunlarda muhatap bulabilen güçlü bir pozisyona geliyor.
Özetle, yönetmeliğin amacı;
-
Tüketiciyi yanıltıcı içeriklerin önüne geçmek,
-
Satıcıları sorumluluk almaya teşvik etmek,
-
Platformların denetim yükümlülüğünü artırmak,
-
Uluslararası satıcıların Türkiye’de şeffaf biçimde faaliyet göstermesini sağlamak
ve nihayetinde dijital ticareti uzun vadede güvenilir bir yapıya kavuşturmak.
Bu vizyonla hazırlanan yönetmelik, yalnızca bugünün değil, geleceğin e-ticaret altyapısını da şekillendirmeyi hedefliyor.
Yönetmelik Öncesi Hangi Sorunlar Vardı?
Yeni yönetmelik yürürlüğe girmeden önce Türkiye'deki e-ticaret ortamı birçok yapısal problemle karşı karşıyaydı. Her geçen yıl hızla büyüyen dijital ticaret hacmi, ne yazık ki güvenlik, denetim ve tüketici hakları açısından yeterli altyapıya sahip değildi. Bu da hem tüketiciler hem de dürüst satıcılar için güvensiz bir dijital pazar ortamı oluşturuyordu.
En büyük problemlerden biri, eksik veya yanıltıcı ürün bilgileriyle hazırlanan ilanlardı. Tüketiciler, çoğu zaman ürün hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan alışveriş yapıyor, ürünün teknik özelliklerinden kullanım amacına kadar birçok konuda belirsizlikle karşılaşıyordu. Üstelik birçok ürün, gerçek görseller yerine temsili fotoğraflarla sunuluyor, kullanıcılar gelen ürünle ilandaki ürün arasında ciddi farklar yaşayabiliyordu.
Bir diğer önemli sorun ise, güvensiz veya yasal uygunluk taşımayan ürünlerin kontrolsüz şekilde satışta kalmasıydı. Ürünlerin CE işareti, garanti belgesi ya da ithalat bilgisi olmadan yayınlanabilmesi, özellikle elektronik ve oyuncak gibi hassas kategorilerde ciddi güvenlik riskleri doğuruyordu. Bu ürünler yalnızca tüketiciyi değil, genel halk sağlığını da tehdit eder hâle gelmişti.
❗ Özellikle çocuk ürünleri, kozmetik ve elektronik kategorilerinde mevzuata aykırı ürünlerin uzun süre yayında kalması büyük eleştiriler alıyordu.
Ayrıca yurt dışından yapılan alışverişlerde satıcı firmaların Türkiye’de herhangi bir yasal temsilciliği bulunmaması, tüketici mağduriyetlerinde ciddi bir boşluk yaratıyordu. Ürün hasarlı geldiğinde, yanlış ürün gönderildiğinde ya da iade sürecinde yaşanan sorunlarda müşteri çoğu zaman muhatap bulamıyor, haklarını arayacak bir merciye ulaşamıyordu.
Bunlara ek olarak, sahte indirim kampanyaları ve manipüle edilmiş kullanıcı yorumları da ciddi bir sorun hâline gelmişti. Özellikle kampanya dönemlerinde ürün fiyatları önce artırılıyor, ardından “indirim” adı altında tekrar eski seviyesine çekilerek tüketiciler yanıltılıyordu. Aynı şekilde, bazı firmaların kendi ürünlerine sahte hesaplardan olumlu yorum yaptırdığı, hatta rakiplerine olumsuz yorumlarla saldırdığı da sık sık gündeme geliyordu.
📉 Bu tür uygulamalar, hem e-ticaret platformlarının güvenilirliğini zedeliyor hem de dürüst rekabet ortamını yok ediyordu.
Son olarak, tüketici şikayetlerinin iletildiği platformların çoğunda süreçler oldukça yavaş işliyor; şikayetler dikkate alınmıyor ya da çözümsüz bırakılıyordu. İade ve değişim talepleri çoğu zaman keyfi gerekçelerle reddediliyor, tüketiciler yasal haklarını ararken uzun prosedürlerle uğraşmak zorunda kalıyordu.
İşte tüm bu sorunlar, hem dijital ticaretin sağlıklı büyümesini engelliyor hem de kullanıcı deneyimini zayıflatıyordu. Bu sebeple, daha güvenli, adil ve şeffaf bir e-ticaret ekosistemi oluşturmak amacıyla yeni yönetmelik hayata geçirildi.
Satıcılar İçin Ne Değişti?
Yeni e-ticaret yönetmeliği, satıcılar açısından yalnızca birkaç teknik düzenleme değil, kapsamlı bir dönüşüm anlamına geliyor. Artık dijital ortamda satış yapan her satıcı, ister bireysel ister kurumsal olsun, daha şeffaf, denetlenebilir ve sorumluluk sahibi bir yapıya geçmek zorunda. Yani “sadece ürün yükleyip satmak” dönemi geride kaldı. Satıcılar için işler artık çok daha profesyonel, kontrollü ve belgeli yürüyor.
İlk büyük değişiklik, ürün bilgisi ve uygunluk belgeleri konusunda yaşanıyor. Satıcılar artık sattıkları ürünlerin güvenli olduğunu belgelemek ve bunu ilanlarında açıkça belirtmek zorundalar. Ürünün CE belgesi, ithalatçı bilgileri, üretici firma adı, kullanım talimatları gibi tüm detaylar ilanda yer almalı. Eksik ya da yanıltıcı bilgi paylaşımı durumunda ise sistem otomatik uyarı veriyor ve düzeltme yapılmazsa ürün 24 saat içinde yayından kaldırılıyor.
🛑 Özellikle sağlık, kozmetik, çocuk ürünleri ve elektronik kategorilerinde belge eksikliği ciddi yaptırımlara neden olabilir.
İkinci olarak, görsel ve içerik şeffaflığı devreye giriyor. Ürün açıklamaları sade ve anlaşılır bir dille hazırlanmalı; fotoğraflar ise ürüne ait, yüksek çözünürlüklü ve net olmalı. Artık temsili görseller, katalog çekimleri ya da başka markalara ait ürün görselleri kullanılamıyor. Bu sayede tüketici, ilanda ne görüyorsa eline geçenin o olduğundan emin olabiliyor.
Bir diğer kritik yenilik, yurt dışı satış yapan satıcıları ilgilendiriyor. Türkiye’ye ürün gönderen yabancı firmaların, artık Türkiye’de yasal bir temsilci ataması zorunlu hale geldi. Temsilci göstermeyen firmaların ilanları yayımlanamayacak ve Türkiye’ye satış yapmaları engellenecek. Bu durum yerli satıcılar için avantaj yaratırken, tüketici nezdinde de güveni artırıyor.
🌍 Yurt dışı satıcının Türkiye’deki temsilcisi, ürün güvenliği, iade süreçleri ve şikayetlerin çözümü konusunda doğrudan sorumluluk taşıyacak.
Ayrıca, sahte indirimler ve kullanıcı manipülasyonları da artık satıcının sorumluluğunda. Ürün bir kampanya ile indirimde gösteriliyorsa, son 30 gün içinde uygulanan en düşük fiyatla karşılaştırılmak zorunda. Yani bir ürün önce zamlanıp sonra “indirimli gibi” sunulamayacak. Aynı şekilde, yorumlar da yalnızca ürünü gerçekten satın alan müşteriler tarafından yapılabilecek.
Yeni yönetmelikle birlikte, pazaryerleri kadar satıcılar da denetim altında. Her bir ürün için belge arşivi oluşturulmalı, ticari bilgiler eksiksiz girilmeli, gerektiğinde inceleme ekiplerine sunulabilecek dosyalar hazırda bekletilmeli. Yönetmeliğe uyum sağlamayan satıcılar için ise ciddi yaptırımlar var:
-
Eksik bilgi veya belge için 36.100 TL’den başlayan cezalar
-
Ciddi riskli ürünlerde 456.000 TL’ye kadar yaptırım
-
Sahte indirim ya da yanıltıcı kampanya durumlarında 1.803.000 TL’ye varan cezalar
-
Temsilci atamayan yabancı firmalar için 2 milyon TL’ye kadar ceza ve satış yasağı
-
Tekrarlayan ihlallerde 10 milyon TL’ye kadar idari para cezası + satış engeli
Son olarak, bu yeni dönemde satıcılar için yalnızca ürün satmak değil, aynı zamanda dijitalde güvenli hizmet sunmak da zorunluluk hâline geldi. Bilgi şeffaflığı, belge düzeni, müşteri iletişimi ve mevzuata uygunluk artık bir rekabet avantajı değil, başlangıç şartı. Bu sürece hızlı adapte olan satıcılar, pazardaki yerlerini koruyacak; gecikenler ise hem yasal hem ticari olarak zorlanacak gibi görünüyor.
Satıcılar İçin Adım Adım Uyum Rehberi
Yeni e-ticaret yönetmeliğine tam uyum sağlamak için satıcıların belli adımları eksiksiz şekilde uygulaması gerekiyor. Bu süreç sadece hukuki yükümlülük değil, aynı zamanda müşteri memnuniyeti ve marka itibarı açısından da kritik önem taşıyor. Aşağıdaki adımlar, yönetmeliğe uyum sürecinde satıcılara yol gösterecek kapsamlı bir rehber niteliğinde:
1. İlan Kontrolü Yapın
İlk adım, mevcut ürün ilanlarının detaylıca gözden geçirilmesi. Açıklamalar net mi? Ürün bilgileri eksiksiz mi? Kullanılan görseller, gerçekten ürüne mi ait yoksa stok fotoğraflar mı? Bu soruların tümüne “evet” diyebilmek gerekiyor. Özellikle CE işareti, teknik bilgiler, üretici bilgisi ve Türkçe güvenlik uyarılarının ilanda açıkça yer alması büyük önem taşıyor.
💡 Tüketiciye sunulan bilgi ne kadar açık ve doğruysa, şikayet riski o kadar azalır.
2. Uygunluk Belgelerini Hazırlayın
Her ürünün ilgili teknik belgeleri hazır olmalı. Bu belgeler, ürünün mevzuata uygun üretildiğini ve piyasaya arz edilebileceğini gösterir. Özellikle elektronik, oyuncak, kozmetik ve sağlık ürünlerinde CE işareti, güvenlik test raporları ve sertifikasyon belgeleri vazgeçilmezdir. Denetim durumunda bu belgeler platforma ya da Ticaret Bakanlığı’na sunulmak üzere hazır bulunmalı.
3. Temsilci Atayın (Yurt dışı satış varsa)
Eğer yurt dışı menşeili bir firma Türkiye’ye satış yapıyorsa, Türkiye’de yasal bir temsilci ataması artık zorunlu. Bu temsilci; ürün güvenliği, iade süreçleri ve tüketici şikayetlerinin takibi konularında doğrudan sorumlu tutuluyor. Temsilcisi olmayan firmaların ilanları yayına alınmayacak ve satışlarına izin verilmeyecek.
📌 Türkiye’ye ürün satmak isteyen yabancı firmaların yerel düzeyde yasal muhatap göstermesi, tüketici haklarını doğrudan koruyan bir sistemdir.
4. Veri Takibini Sağlayın
Satıcılar, sadece ürün satışıyla değil; satış sonrası süreçlerle de ilgilenmek zorunda. Gelen şikayetlerin sayısı, iade oranları, kullanıcı yorumları ve denetim notları titizlikle takip edilmeli. Bu veriler sayesinde hem eksik yönler fark edilebilir hem de marka güvenilirliği artırılabilir. Ayrıca yönetmelik sonrası platformlar da bu verileri analiz ederek satıcılara dair kararlar alabilecek.
5. ETBİS Kayıtlarını Güncelleyin
Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS), Ticaret Bakanlığı’nın e-ticaret firmalarını kayıt altına aldığı resmi sistemdir. Tüm satıcıların bu platformda güncel ve eksiksiz bilgiyle yer alması zorunludur. Yeni ürün eklendiğinde, adres değiştiğinde veya faaliyet alanı güncellendiğinde ETBİS’e bildirim yapılmalıdır. Uyumsuzluk hâlinde idari para cezaları gündeme gelebilir.
Bu adımları titizlikle uygulayan satıcılar, yalnızca cezai yaptırımlardan korunmakla kalmaz; aynı zamanda müşteri güveni kazanır, marka değerini artırır ve platformlarda ön plana çıkar. Unutma, dijitalde sürdürülebilir başarı, artık sadece iyi ürünle değil, güçlü bir mevzuat uyumu ile sağlanıyor.
Gelecek Ne Getiriyor?
Yeni e-ticaret yönetmeliği yalnızca bugünü düzenlemekle kalmıyor; aynı zamanda dijital ticaretin geleceğini de şekillendiren güçlü bir temel oluşturuyor. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte başlayan bu dönüşüm süreci, önümüzdeki yıllarda daha da derinleşecek ve teknolojik gelişmelerle entegre hâle gelecek. Özellikle yapay zekâ, büyük veri analitiği ve platform otomasyonu gibi alanlarda atılacak adımlar, hem denetim süreçlerini hızlandıracak hem de kullanıcı deneyimini iyileştirecek.
İşte yakın gelecekte bizi bekleyen bazı önemli gelişmeler:
-
Yapay zekâ tabanlı denetim sistemlerinin yaygınlaşmasıyla, ürün ilanları anlık olarak taranacak, sahte bilgiler ve riskli içerikler çok daha hızlı tespit edilecek. Manuel denetim ihtiyacı azalırken hata payı da minimuma indirilecek.
-
Otomatik ilan filtreleme ve doğrulama sistemleri geliştirilecek. Ürünlerin yasal uygunluk belgeleri ve satıcı bilgileri, yükleme anında sistem tarafından kontrol edilecek. Böylece eksik bilgiye sahip ürünlerin hiç yayına alınmaması sağlanacak.
-
Platformlara düşen sorumluluklar daha da genişletilecek. Artık yalnızca ilan yayını değil; kullanıcı şikayetlerine verilen yanıt süresi, iade politikalarının şeffaflığı ve satıcı denetimi gibi konular da platformların sorumluluk alanına dâhil edilecek.
-
Veri tabanlı risk skorlaması sistemleri ile yüksek riskli satıcılar ve şüpheli ürün grupları önceden tespit edilerek önlem alınabilecek. Bu sayede hem tüketici mağduriyetleri azaltılacak hem de piyasadaki dengesizlikler engellenecek.
🔮 Tüm bu gelişmelerin ortak hedefi, daha adil, daha güvenilir ve daha şeffaf bir e-ticaret sistemi inşa etmek.
Sonuç olarak, bu yönetmelik yalnızca bugünün sorunlarına çözüm getiren bir düzenleme değil; aynı zamanda dijital ticaretin geleceğine yön veren bir vizyon belgesi niteliğinde. Sürece uyum sağlayan firmalar, sadece mevcut düzenlemelere uymakla kalmayacak; aynı zamanda geleceğin ticaret sisteminde de sağlam bir yer edinmiş olacaklar.
Elbette! Aşağıda, blog yazının sonuna uygun olarak hazırlanmış, sade ama detaylı açıklamalar içeren, kullanıcı odaklı ve SEO dostu bir Sıkça Sorulan Sorular (SSS) bölümü yer alıyor. Her soru kendi içinde net, anlaşılır ve kullanıcıların gerçekten merak edebileceği tarzda hazırlanmıştır:
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1) Yeni e-ticaret yönetmeliği tüm satıcıları kapsıyor mu?
Evet, hem pazaryerlerinde satış yapan işletmeleri hem de kendi e-ticaret sitesi üzerinden satış gerçekleştiren bireysel veya kurumsal tüm satıcıları kapsıyor. Ayrıca yurt dışından Türkiye’ye ürün gönderen firmalar da bu yönetmelikten doğrudan etkileniyor.
2 ) İlanlarda hangi bilgilerin yer alması zorunlu hâle geldi?
Satıcının adı, açık adresi ve e-posta bilgileri; üretici veya ithalatçı bilgileri; Türkçe uyarı ve kullanım talimatları; CE gibi yasal uygunluk işaretleri ve bu işaretleri gösteren net ürün görselleri ilanda zorunlu olarak yer almalı. Eksik bilgi durumunda ilan yayından kaldırılabiliyor.
3) 24 saat içinde düzeltme yapılmazsa ne oluyor?
Eğer sistem tarafından eksik veya riskli ilan tespit edilirse, satıcıya 24 saat içinde düzeltme yapması için süre tanınır. Bu sürede düzeltme yapılmazsa ürünün ilanı yayından kaldırılır. Eğer ürün ciddi bir güvenlik riski taşıyorsa doğrudan erişim engeli uygulanır.
4) Yurt dışından ürün satan firmaların temsilci ataması zorunlu mu?
Evet. Türkiye’ye ürün satışı yapan yabancı firmaların, Türkiye’de resmi bir temsilci ataması zorunlu hâle geldi. Bu temsilciler, tüketici şikayetlerinden iade süreçlerine kadar birçok konuda sorumlu olacak. Temsilcisi olmayan firmaların Türkiye’ye satış yapmasına izin verilmeyecek.
5) CE belgesi zorunlu mu?
CE işareti, özellikle elektronik, oyuncak, kozmetik gibi insan sağlığını etkileyebilecek ürünler için zorunlu. Bu belge ürünün Avrupa Birliği teknik mevzuatına uygun olduğunu gösterir ve Türkiye’de de geçerliliği bulunur. CE belgesi olmayan ürünlerin satışı mümkün değil.
6) Sahte indirimler artık nasıl denetlenecek?
Bir ürün indirimli olarak sunulacaksa, son 30 gün içerisindeki en düşük fiyat üzerinden karşılaştırma yapılmak zorunda. Yani ürün önce zamlanıp sonra “indirimli” gibi gösterilemeyecek. Bu sistemle tüketici yanıltıcı kampanyalardan korunmuş olacak.
7) Sadece ürünü satın alanlar mı yorum yapabilecek?
Evet. Yeni sistemde sahte yorumların önüne geçilmesi amacıyla yalnızca ürünü gerçekten satın almış olan kullanıcılar yorum bırakabilecek. Bu sayede yorumlar çok daha güvenilir ve yol gösterici hâle gelecek.
8) Yönetmeliğe uymayan satıcıları ne tür cezalar bekliyor?
Yönetmeliğe aykırı davranan satıcılar için 2025 yılı itibarıyla belirlenen idari para cezaları 36.100 TL’den başlayarak 10 milyon TL’ye kadar çıkabiliyor. Tekrarlayan ihlallerde satış engeli ve platformdan çıkarılma gibi ciddi yaptırımlar da devreye giriyor.
9) E-Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) kaydı zorunlu mu?
Evet. Tüm satıcıların ETBİS’e kayıt olması ve bilgilerinin güncel olması zorunlu. Adres değişikliği, faaliyet konusu, ürün grubu gibi değişiklikler de sistem üzerinden güncellenmeli. Uyumsuzluk hâlinde ceza uygulanabiliyor.